20080725

kontrol


eşiksiz hatalı davranışlar üstadı ünvanını alalı çok olmamıştı ve henüz ne yapması gerektiğini bilmiyordu. bunu hemen hiç öğrenemeyeceği de aşikardı, ta ki çocukluk denen gerçek-üstü dönemden beri. bilindiği üzre çocuk kafasında idealize edilmiş pek fazla bir şey yoktur ama gelecekte, astronot, itfaiyeci yerine (sorana) göre öğretmen ya da doktor olacağı saplantısı sık rastlanır bir durumdur. bizimkisi, "bilmiyorum, daha düşünmedim" cevabını verirmiş, yetişkin insan için garipsenir bir cevap, bir şekilde komik geliyor tabii onlara. öyle de aslına bakarsan, bacak kadar çocuğun "daha düşünmedim" demesi.
ama haklı bacak boylu, daha düşünecek zamanı olmadı ki. her eyleminde ustalık sezip yönlendirme arayan yetişkin kafaların da hastalığı az değil. kendince deli bir başka arkadaşıyla çamur ve taşlardan, planlı programlı, altı oda iki salonlu iki katlı çamurdan evler inşa ettiğinde kesin mimar olacak bunlar demişlerdi. olmadılar. veletlerden bir diğeri, "senin şirketin olur, benim de kamyonum, kamyon sürerim ben" demişti berikine. hayaller kuruldu, rakılar içildi. kamyoncu oldu sahiden öteki, beriki hala düşünmedi ne olacağını. aklına eser de karalarsa, yazar ol, dillendirirse türkücü ol dediler, çarpıp bölünce bilim adamı, kırıp dökünce mühendis ol, ol babam ol.

biri de takmış şimdi güzel olamadım diye, deli midir nedir?
bir kere altı eşittir yavruları. salam yiyip koşturuyorlar işte, tıs tıs tıslıyorlar. ben bile bir bok anlamadım olan bitenden. buk'un o dediği şey aslında bu, yazacak bir şey bulamıyorum ve boku yemişsindir diyordu. yazmak için yaşaman gerek ve yaşamak için de içmelisin. en azından onun için öyleydi o. (benim için böyleydi bu diyordu zira)

klavyenin tuşları yapışmış mı ne olmuşşa bir garip çalışyorlar ve bu çok rahatsız edici. laflamak da istemiyorum aslında, kimseye bir şey söylemek istemiyorum. gibiyim.
bir
iki.